Bayramoğlu Group, Yeni Yatırımları İle Yoluna Emin Adımlarla Devam Ediyor
Doğu Anadolu Bölgesi’nde 35 yıl önce kurulup bölgedeki ilk özel yem fabrikası olma özelliğini taşıyan Bayramoğlu Group, yeni yatırımları ile yoluna emin adımlarla devam ediyor.
Brüksel’de Uluslararası Lezzet ve Kalite Enstitüsü tarafından düzenlenen yarışmada Lezzet Ödülü kazanan Bayramoğlu Un, adını ulusal ve uluslararası mecralarda da duyurdu. Bayramoğlu Group kurucularından Kazım Bayramoğlu’nun kızı ve yönetim kurulu üyesi Emine Bayramoğlu Dursun, bu değerli emaneti layıkıyla taşımak için kolları sıvadı. Şirket yönetiminde ikinci kuşak olan Bayramoğlu Dursun, hedeflerini Pusula Gazetesi’nden Manolya Bulut’a anlattı.
Bayramoğlu Yem Fabrikası bölgedeki ilk özel yem fabrikası olma özelliğini taşıyor. Bu yenilikçi ruh hala devam ediyor mu?
Bundan 35 yıl önce hangi heyecan ve azimle yola çıkılmışsa aynı ruhu korumaya özen gösteriyoruz. Bölgemizde kurulan ilk özel yem fabrikası olması açısından önem arz ediyor. 2010 yılında da un fabrikamız kuruldu. Un fabrikamız kurulurken o dönemin teknolojisi en üstün olan fabrikasıydı. Bizden önce daha büyük un fabrikaları vardı ancak bunların teknolojisinden çok çok üstte bir teknoloji ile kuruldu. Hatta şu an o fabrikalar o teknolojiyle daha yeni çalışmaya başladılar. Tam otonom bir fabrikamız var. Geçen sene 2021 yılında da Doğu Anadolu’nun ilk lisanslı depoculuğunu kurduk. Bölgede sektörümüzde ilkleri yaparak yolumuza devam ediyoruz. Her şeyin ilki olmak, yenilikçi olmak, kalitemizden taviz vermemek, bunlar bizim misyonlarımız.
Kentte istihdama katkınız nedir?
Tam otonom bir fabrikamız olmasına rağmen istihdama önem veriyoruz. Minimum 100 elemanla çalışıyoruz. Bu sayı giriş çıkışlarla artabiliyor, 140 sayılarını bulabiliyor. Üniversitenin, fakülte öğrencilerinin staj yapmasına olanak sağlayacak laboratuvarlarımız mevcut. O bakımdan da fayda sağlıyoruz. Atatürk Üniversitesi ile sürekli iş birliği halindeyiz.
Bölgedeki üniversitelerle iş birliğiniz var mı?
Sadece Atatürk Üniversitesi değil bölgedeki bütün üniversitelere yem temin eden tek fabrikayız. Hayvanla, yemle ilgili bilimsel bir çalışma yapılacağı zaman bizlerle iletişime geçerler. Normalde fabrikalar bu işe pek sıcak bakmaz, üretim odaklı çalışırlar. Ama biz üniversitelere katkı sağlamak amacıyla kesinlikle hayır demeyiz. İş birliğimiz hep devam eder.
Üretimde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?
Üretimde kalite kontrol felsefesi ile çalışıyoruz. Buğdayın alımından depolanmasına, fabrikaya gelip işlenmesine, öğütülmesine, paketlemesine kadar her aşamada kalite kontrol servisimiz çalışır. Örneğin bir çiftçimiz buğday getirdi. Biz buğdayı alır, laboratuvarımızda küçük değirmende un haline getirip deneme fırınımızda ekmek yaparak ona göre alımımızı yaparız. Alımdan son aşamaya kadar kalite kontrol servisimiz çalışmakta. Çok özel makinelerle buğdayı analiz ederek kalitesine göre ayrıştırıp üretim yapıyoruz.
Üretime geçmeden önce ürünün hangi özelliklerini kontrol ediyorsunuz?
Türkiye’de buğday alımını borsalar ve bizim gibi fabrikalar yapar. Bir makinemiz var, onu Türkiye’de Toprak Mahsülleri Ofisi’nden sonra ikinci alan kişiyiz. Analize çok önem veriyoruz, alınan her ürün analizden geçer. Proteini, rutubeti, enerjisine her şeyine bakılır. Belirli kriterlerle fiyat verilir, çiftçiye ödeme yapılır ve ürünü nerede kullanabiliriz diye bakarız. Buğdayı her zaman karışık kullanırız ki daha değerli bir un çıkarabilelim. Daha pahalı olmasına rağmen ithal buğday da kullanıyoruz. Nerede olduğu hiç önemli değil, yeter ki kalitemizden ödün vermeyelim.
Çalışma prensibiniz ‘ilk ve yeni’ olmak üzerine. Yakın zaman ilk kez hayata geçirilecek faaliyetleriniz var mı?
Yeni bir paketleme cihazı aldık. Normalde paketlememizde bir sıkıntı yok ama en iyisi olsun istiyoruz. İtalya’dan aldık ve Türkiye’de ilk defa bizde kurulacak. Amacımız ürünümüzün rafta daha güzel durması ve müşterinin daha rahat taşıyabilmesi. Kullanımı rahatlatacak şekilde dizayn edilsin istedik. Doğu Anadolu’da en çok satılan ürün 10 kilogramlık paketler. Taşıması biraz zor oluyor. Kendinden tutacağı olan, daha mukavemetli bir paketleme cihazı aldık. Bu ay içinde lansmanı yaparak raflarda olacağız.
Hangi illere satışınız var?
Tüm Doğu Anadolu illerine satış yapıyoruz. Şimdi ulusal marketlerde de varız. Bu nedenle Doğu Karadeniz illerine de paket ürün göndermeye başladık. Marketlerde bölgesel anlaşmalarla bağlı oldukları illerde de raflarda yerimizi aldık. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde de varız. Amacımız ulusallarla tüm Türkiye’ye yayılmak. Hedeflerimizden, kaliteden ödün vermeden piyasada vermiş olduğumuz güveni hiçbir şekilde sarsmayacak şekilde tüm Türkiye’de yayılmak istiyoruz. Çünkü biz bunu hak ediyoruz. Ondan sonra da globale geçmek, Türkiye un ihracatında birinci sırada. Bu payda neden biz de olmayalım? Çabalarımız o yönde ilerleyecek. Biz de geçmiş dönemlerde ihracat yaptık ama belirli bölgelere. Pandemi nedeniyle ara verdik ancak yine girişimlerimiz olacak.
Brüksel’de düzenlenen yarışmada Lezzet Ödülü’ne layık görüldünüz. Süreç nasıl ilerledi?
Halkımız bizim ürünümüzü tescilledi. Bize sahip çıktı, bundan eminiz. Ama biz başka ne yapabiliriz diye hep düşünürüz. Buradan yola çıkarak bu yarışmaya katıldık. Ürünümüzün kalitesini ulusal mercide de göstermek istedik. Burada önemli olanlardan biri de ünlü şeflerin yorumlarını almak. Yarışmanın sonunda 200’den fazla ünlü şef, sizin ürününüz için yorum yapıyor. Dünyanın dört bir yanından gönderilen gıda ürünleri tadım testine tabi tutuluyor. Eksiklerimiz varsa onları da görmek istedik. Kazandık ve çok mutluyuz. Diğer ürünlerimiz için de başvuru yapacağız. Ulusalda da adımızı duyurduk. Hedefimiz önce tüm Türkiye sonra da inşallah yurtdışı. Bizim buralara kadar gelmemizdeki en büyük etken bence halkımız. İlk önce onlar bize bu ödülü verdiler. Bizi sahiplendiler. Yerel marketler raflarında bize yer ayırdı ve o vesileyle ulusal marketlere geçebildik. Kentimizin markasına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.
Bölge adına bir ilk daha var, lisanslı depoculuk işletmeniz Aziziye Lidaş. Faaliyete geçti mi?
Yapımı Kasım ayında bitti, geçtiğimiz sezonun mahsullerine yetişemedik ama şu an hazırız. Çiftçimiz için önemli bir girişim. Doğu Anadolu’da yoktu, ilk biz yaptık. 45 bin ton kapasiteli ham madde depolama sistemine sahip. Çiftçiler ürünlerini getirip, depolayabilir. Depolarken bazı saklama koşulları var sıcaklık, nem gibi. Bizim depolarımızda bu tam sistemle sağlanıyor. Çiftçimizin emeğini gerçekten çok güzel muhafaza edebiliriz burada. Bölgemiz için önemli. Biz sezonda Güneydoğu’dan mısır alırdık ve oradaki depolarda saklardık. Niye Erzurum’da olmasın? Şimdi yanı başımızda saklayabileceğiz. Bundan sonra çiftçimiz mahsulünü buraya koyabilecek. Mahsulünü bırakan çiftçiye biz bir senet vereceğiz. Bu senetle bankalardan faizsiz kredi alabiliyor ya da direkt buraya koyduğu gibi parasını nakit alabilir.
Bu kadar uzun yıllar ayakta kalmanın ve ilerlemeye devam etmenin sırrı nedir?
Babamdan ve amcamdan geliyor diye düşünüyorum. Çünkü çok yenilikçiler. Her zaman en iyisinin olmasını isterler. Bizleri de böyle yetiştirdiler. Yaptığımız iş ne olursa olsun en iyisini yap alışkanlığı ile yaşadık. Bu yüzden durmak yok, durursanız bir şekilde diğerleri önünüze geçer. Hep yeniliği takip edeceğiz. İnşallah onlar gibi götürebiliriz, bütün temennim bu yönde. Onlar gibi başarılı olmak istiyoruz. Çok çalışkanlar, 70’lerindeler ama hala sabah 8 akşam 6 mesailerini yaparlar. Hiç durmazlar.